Rasyonalist felsefe akımı, insan aklının ve akıl yoluyla elde edilen bilginin önceliğine inanan ve duyusal deneyimlerin ve duyguların önemini sınırlayan bir akımdır. Rasyonalist filozoflar, insan bilgisinin temelini aklın ve mantığın sağladığı a priori ilkelerde arayan düşünürlerdir.
Rasyonalist felsefenin temelleri Antik Yunan felsefecilerine kadar uzanmaktadır. Ancak, rasyonalizm asıl olarak 17. yüzyıl Avrupa felsefesinde gelişmiştir. Bu dönemde Descartes, Spinoza ve Leibniz gibi düşünürler, rasyonalizmin temellerini atmışlardır.
Descartes, rasyonalizmin önemli figürlerinden biridir ve "düşünüyorum, öyleyse varım" şeklindeki ünlü sözüyle bilinir. Descartes, insan bilgisinin temelini akıl ve mantık yoluyla elde edilen a priori bilgilerde bulunabileceğini savunmuştur.
Spinoza, rasyonalizmin en radikal figürlerinden biridir ve Tanrı'nın varlığını ve evrenin doğasını matematiksel ve mantıksal ilkelerle açıklamaya çalışmıştır.
Leibniz ise, rasyonalizmi ve duyusal deneyimlerin önemini uzlaştırmaya çalışmıştır. Leibniz, monadik felsefe adını verdiği bir düşünce sistemine sahiptir ve evreni monadlar adını verdiği temel varlıkların birleşimi olarak açıklamıştır.
Rasyonalist felsefe akımı, özellikle 17. ve 18. yüzyıllarda etkili olmuş ve modern felsefe ve bilim üzerinde derin bir etki bırakmıştır. günümüzde de rasyonalist düşünce biçimleri filozoflar tarafından öne sürülmektedir.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page